İngiltere Merkez Bankası önümüzdeki aylarda enflasyonun yüzde 11’e yükselebileceği uyarısında bulunuyor. İstatistikçiler, yüzde 12’nin daha gerçekçi bir tahmin olduğunu düşünüyor.
Enflasyondaki artışa rağmen bu yıl Mart – Mayıs arasında özel sektör maaşlarına yüzde 7,2, kamu sektörü maaşlarına ise yalnızca yüzde 1,5’lik zam yapıldı. Bu, kayıtların ilk tutulduğu 2001 yılından bu yana kamu sektörü çalışanlarının reel maaşlarındaki en büyük düşüş olarak kayıtlara geçti.
İngiltere’de yaklaşık 5.5 milyon üyeye sahip 48 sendikayı temsil eden Sendikalar Kongresi (TUC), “Kamu sektörü çalışanlarına adil bir oranda zam yapılmasını ve tüm çalışanlara saatlik en az 15 sterlinlik asgari ücret verilmesini” talep etti.
TUC, işçilerin 2008’den bu yana enflasyon oranının altındaki zamlardan dolayı yaklaşık kişi başı 20 bin sterlinlik gelir kaybı yaşadığını ifade etti.
İngiltere Parlamentosu’nun yürüttüğü araştırmalar ise İngiltere’de yaklaşık 11.1 milyon kişinin yoksulluk sınırında yaşadığına işaret ediyor. 2022-23 yıllarında bu sayıya 500 bini çocuk, 1.3 milyon kişinin daha eklenmesi bekleniyor.
Birleşmiş Milletler Yoksulluk Raportörü Philip Alston, İngiltere’de yoksulluğu “sistematik” ve “trajik” olarak tanımlıyor.
İngiltere’de enflasyonun etkisiyle giderek artan hayat pahalılığı ve enerji ile akaryakıt fiyatlarındaki yükseliş hem kamu hem de özel sektörde birçok endüstriyi grev sürecine sürüklüyor.
Ulaşım çalışanları, itfaiyeciler, doktorlar, hemşireler, öğretmenler, postane işçileri, havalimanı çalışanları, yüksek öğrenim görevlileri, avukatlar ve telekomünikasyon alanındaki mühendisler önümüzdeki aylarda grev yapabileceğini duyuran çalışma kollarından sadece bazıları.
Haziran ayında İngiltere, İskoçya ve Galler’de demir yolu işçileri son 30 yılın en büyük grevine çıkmış, yapılan yüzde 4’lük zam teklifinin ve işçi çıkarma taleplerinin kabul edilemez olduğunu savunmuştu.
Bu greve 40 binden fazla işçi katıldı ancak yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldı ve demir yolu işçileri bugün tekrar greve çıktı.
Diğer taraftan İletişim İşçileri Sendikası’nın (CWU) temsil ettiği telekomünikasyon şirketi British Telecom'da 40 binden fazla çalışan 29 Temmuz ve 1 Ağustos’ta grev yapacağını açıkladı.
CWU’nun temsil ettiği diğer bir sektör olan Kraliyet Posta Servisi üyelerinin yüzde 97,6’sı da talep ettikleri ücretlerin kabul edilmemesi durumunda grev sürecine başvuracağını belirtti.
CWU Başkanı David Ward, “Kraliyet Posta Servisi’nin 758 milyon sterlinlik kârının 400 milyonu hissedarlara dağıtıldı. İşçilerin ise maaşlarına yapılan çok ciddi kesintiyi kabul etmesi bekleniyor” diye konuştu.
CWU Başkan Yardımcısı Terry Pullinger ise, “Posta işçileri, pandemi sırasında çalışmaya devam eden önemli çalışanlar sınıfındaydı ancak onlara yalnızca yüzde 2’lik zam teklif edildi” dedi ve devam etti:
“Hissedarlar, işçilerin emeğinden kâr ediyor ve milyonlar kazanıyor. Bu kabul edilir bir durum değil.”
İngiltere’de eğitim alanındaki en büyük sendikalardan biri olan ve yaklaşık 450 bin kişinin üye olduğu Ulusal Eğitim Sendikası (NEU), geçtiğimiz haftalarda öğretmenlere yüzde 3 oranında zam teklif edilmesi üzerine grev sürecine başvurabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Diğer taraftan İngiltere’nin en büyük sendikalarından biri olan Unison, yüksek öğretim alanındaki maaşların enflasyon bazında 2009 yılına kıyasla yüzde 20 oranında azaldığını söyledi, üyelerinin şu anda greve çıkıp çıkmama kararı verdiğini ekledi.
İngiltere’de 1970’li yıllarda ‘Hoşnutsuzluk Kışı’ diye bilinen ve neredeyse 30 milyon çalışma günü boyunca grev yapılan bir dönem yaşanmıştı.
Koronavirüs pandemisinin ardından tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin İngiltere’yi de vurması ve enflasyonun yıllardır görülmeyen bir düzeye çıkmasıyla ülkede yeniden bir ‘grev döneminin' başladığı düşünülüyor.
Önümüzdeki aylarda milyonlarca kişinin greve çıkma ihtimali giderek büyüyor.
Öte yandan hükümet, işverenlerin grev sırasında günlük işçi almasının yolunu açacak bir yasayı geçen hafta onayladı. Unison ise bunun üzerine hükümete dava açmayı planladığını söyledi.
Enflasyondaki artışa rağmen bu yıl Mart – Mayıs arasında özel sektör maaşlarına yüzde 7,2, kamu sektörü maaşlarına ise yalnızca yüzde 1,5’lik zam yapıldı. Bu, kayıtların ilk tutulduğu 2001 yılından bu yana kamu sektörü çalışanlarının reel maaşlarındaki en büyük düşüş olarak kayıtlara geçti.
İngiltere’de yaklaşık 5.5 milyon üyeye sahip 48 sendikayı temsil eden Sendikalar Kongresi (TUC), “Kamu sektörü çalışanlarına adil bir oranda zam yapılmasını ve tüm çalışanlara saatlik en az 15 sterlinlik asgari ücret verilmesini” talep etti.
TUC, işçilerin 2008’den bu yana enflasyon oranının altındaki zamlardan dolayı yaklaşık kişi başı 20 bin sterlinlik gelir kaybı yaşadığını ifade etti.
İngiltere Parlamentosu’nun yürüttüğü araştırmalar ise İngiltere’de yaklaşık 11.1 milyon kişinin yoksulluk sınırında yaşadığına işaret ediyor. 2022-23 yıllarında bu sayıya 500 bini çocuk, 1.3 milyon kişinin daha eklenmesi bekleniyor.
Birleşmiş Milletler Yoksulluk Raportörü Philip Alston, İngiltere’de yoksulluğu “sistematik” ve “trajik” olarak tanımlıyor.
Tren şoförleri, doktorlar, hemşireler ve daha fazlası
İngiltere’de enflasyonun etkisiyle giderek artan hayat pahalılığı ve enerji ile akaryakıt fiyatlarındaki yükseliş hem kamu hem de özel sektörde birçok endüstriyi grev sürecine sürüklüyor.
Ulaşım çalışanları, itfaiyeciler, doktorlar, hemşireler, öğretmenler, postane işçileri, havalimanı çalışanları, yüksek öğrenim görevlileri, avukatlar ve telekomünikasyon alanındaki mühendisler önümüzdeki aylarda grev yapabileceğini duyuran çalışma kollarından sadece bazıları.
Haziran ayında İngiltere, İskoçya ve Galler’de demir yolu işçileri son 30 yılın en büyük grevine çıkmış, yapılan yüzde 4’lük zam teklifinin ve işçi çıkarma taleplerinin kabul edilemez olduğunu savunmuştu.
Bu greve 40 binden fazla işçi katıldı ancak yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldı ve demir yolu işçileri bugün tekrar greve çıktı.
Diğer taraftan İletişim İşçileri Sendikası’nın (CWU) temsil ettiği telekomünikasyon şirketi British Telecom'da 40 binden fazla çalışan 29 Temmuz ve 1 Ağustos’ta grev yapacağını açıkladı.
CWU’nun temsil ettiği diğer bir sektör olan Kraliyet Posta Servisi üyelerinin yüzde 97,6’sı da talep ettikleri ücretlerin kabul edilmemesi durumunda grev sürecine başvuracağını belirtti.
CWU Başkanı David Ward, “Kraliyet Posta Servisi’nin 758 milyon sterlinlik kârının 400 milyonu hissedarlara dağıtıldı. İşçilerin ise maaşlarına yapılan çok ciddi kesintiyi kabul etmesi bekleniyor” diye konuştu.
CWU Başkan Yardımcısı Terry Pullinger ise, “Posta işçileri, pandemi sırasında çalışmaya devam eden önemli çalışanlar sınıfındaydı ancak onlara yalnızca yüzde 2’lik zam teklif edildi” dedi ve devam etti:
“Hissedarlar, işçilerin emeğinden kâr ediyor ve milyonlar kazanıyor. Bu kabul edilir bir durum değil.”
İngiltere’de eğitim alanındaki en büyük sendikalardan biri olan ve yaklaşık 450 bin kişinin üye olduğu Ulusal Eğitim Sendikası (NEU), geçtiğimiz haftalarda öğretmenlere yüzde 3 oranında zam teklif edilmesi üzerine grev sürecine başvurabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Diğer taraftan İngiltere’nin en büyük sendikalarından biri olan Unison, yüksek öğretim alanındaki maaşların enflasyon bazında 2009 yılına kıyasla yüzde 20 oranında azaldığını söyledi, üyelerinin şu anda greve çıkıp çıkmama kararı verdiğini ekledi.
1970’ler tekrarlanıyor mu?
İngiltere’de 1970’li yıllarda ‘Hoşnutsuzluk Kışı’ diye bilinen ve neredeyse 30 milyon çalışma günü boyunca grev yapılan bir dönem yaşanmıştı.
Koronavirüs pandemisinin ardından tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin İngiltere’yi de vurması ve enflasyonun yıllardır görülmeyen bir düzeye çıkmasıyla ülkede yeniden bir ‘grev döneminin' başladığı düşünülüyor.
Önümüzdeki aylarda milyonlarca kişinin greve çıkma ihtimali giderek büyüyor.
Öte yandan hükümet, işverenlerin grev sırasında günlük işçi almasının yolunu açacak bir yasayı geçen hafta onayladı. Unison ise bunun üzerine hükümete dava açmayı planladığını söyledi.